Yarınki Türkiye

[Huzur32]

YARINKİ TÜRKİYE

Artık, herkes gördü ki, terör yeni bir savaş biçimidir. Düşmanın, bir milleti iş birlikçileri ile içten vurmasıdır. Bütün tarih boyunca görülen ama günümüzde planlı ve programlı bir gizli savaş biçiminde organize edilen terör, her ülkenin ve günün şartlarına göre de maskeler bulunmaktadır.
Yaşadığımız dünyada aslan kurdu, kurt domuzu, domuz tilkiyi, tilki tavuğu, tavuk örümceği, örümcek sineği yutmaya hazırlanırken, gücü yeten, yetmeyen daha birçok mahlûklar da ağızları sulanarak bekliyorlar. Belki kimine bir et parçası, kimine biraz kemik veya kimine sakatat düşecek.
Her yutanın bir yutucusu bulunur. Sömürmenin, kandırmanın, kurnazlığın ve boşboğazlılığın da bir sınırı vardır. Yutmak veya yutulandan bir kemik düşmesini beklemek gibi amacımız yok. Teröre alet olanları ve terörü organize edenleri görmek durumundayız. Yutma, bölme, vuruşma hevesinde olanları kurt da, tilki de, domuz da olsalar onaylamadığımızı göstermeliyiz.
İnsan olmak cevapsız bile olsa hayatın anlamı üzerinde düşünmek ve bu konuda cesaretle sorular sorabilmek demektir. Dikkatli okuyucu satır aralarını da okuyacağı için madalyonun bir yüzü yaşadığımız dünya ise öteki yüzün de yaşayamadığımız dünya olduğunu hissedecektir. İçinde bulunduğu hayat şartlarını sorgulayarak daha insanca bir ülke arayışına katılacaktır. Sırf işkembe-i Kübraları ve can-ı azizleri için çırpınanlar dışında kalanlar mutlaka; av kuşlarından, kuzulardan, ceylanlardan yana taraf olacaklardır.
Yarınki Türkiye ile ilgili, hiç şüphesiz her birimiz çok ayrı şeyler düşüneceğiz, bu bizim özlem ve hayallerimizin çok farklı olmasından kaynaklanan bir durumdur. Önemli olan düşüncesinde samimi olmaktır. Bilmeceyi kavramadıktan sonra çözüm aramak durumundayız.
Türk-İslâm dünyasının utanç ve ıstırap veren perişan hali (Filistin’den Doğu Türkistan’a-Irak’tan Afganistan’a) önümüzdedir. Çağın hâkim medeniyetini temsil eden mağrur ve zalim kuvvetler, eski muhteşem medeniyet yurtlarında hüküm yürütmekte ve talihsiz ülkeleri zillet içinde tutmaktadır. Her devrin Kırk Pınar’ında başa güreşen pehlivanlar bulunacaktır, bunlar, dünyanın gidişine yön vereceklerdir.
Tarih içinde uzun bir müddet dünyanın siyasi, iktisadi, hukuki nizamına söz geçirten güç nöbetinin demir kuşaklı Türk cengâverleri tarafından tutulduğunu da hiç unutmayalım. Yaşadığımız şartların çetinliğine, karşı karşıya geldiğimiz meselelerin çokluğuna, kalkınmanın, gelişmenin ve değişmenin doğurduğu sancılara birlik içinde milletçe göğüs germek zorunda olduğumuzu da hiç ama hiç unutmayalım. Kudret kartalı denen devlet kuşu, başkalarını bırakarak bir gün yeniden bize dönecektir. İnsan ömrü kısa tarih uzundur.
İnsanın özünde hiç şüphesiz her zaman daha güzel bir yarın özlemi vardır. Gerçekte, bizim daha mutlu bir geleceğe ulaşma yönündeki umutlarımızın biricik kaynağı da hepimizin yüreğinde çiçeklenmeye hazır bekleyen sevgi tohumlarıdır.